: 0216 504 11 50-0553 988 20 85 - : 0532 638 04 19

AİLE KONUTU TANIMI VE AİLE KONUTU ŞERHİ.

 

Aile Konutu; medeni hukuk sistemimize 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) ile dahil edilmiştir. Aile konutu kavramına TMK’nın 194. Maddesinde değinilmiştir. Madde metni şu şekildedir:
“Eslerden biri, diğer esin acık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez. aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir.
Aile konutu eslerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin taraf hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.”
Doktrindeki aile konutu tanımı; “Eşlerin, evlilik birliğinin devamı sırasında ortak yaşamı sürdürmelerinin gerekli kıldığı ‘bir yerde ortak oturma ihtiyacının’ giderilmesinde kullanmak üzere sürekli olarak seçtikleri, kısaca ailenin devamı olarak ikametine ayrılan, konut olarak kullanılmaya elverişli taşınır veya taşınmaz yer” şeklindedir. Aile konutu TMK’nın 194. Maddesinin gerekçesinde ise “Aile konutu eslerin bütün yasam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği” acı ve tatlı günleri içinde yasadığı, anılarla dolu bir alandır.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu kadar önemli olduğu açık olan bir malvarlığıyla ilgili olarak eşlerin tek başlarına hukuki işlem yapması diğer eşin önemli yararlarını zedeler. Bu nedenledir ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi hükmü ile, bu konutun başkalarına devri diğer eşin rızasına bağlanmıştır. Başka bir anlatımla, aile konutu olarak özgülenen taşınmazın mülkiyetinin devri diğer eşin rızasına bağlı bir hukuki işlem olarak kabul edilmiştir.[1]
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca konutun aile konutu olarak kabul edilmesi için eşlerin çocukları ile birlikte yaşamaları zorunlu değildir. TMK’da her ailenin bir aile konutunun olabileceği kabul edilmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 13.03.2003 tarih 2003/3017 E, 2003/4352 K sayılı kararı uyarınca “…yazlık ev, yayla evi, dağ evi gibi ikinci nitelikteki konutlar aile konutu olarak sayılmamaktadır.”
TMK’nın 194. Maddesinde de belirtildiği üzere “Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan es., tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir” Konu aşağıda örnek Yargıtay kararları ile irdelenmektedir;
1. Taşınmazın Aile Konutu olarak nitelendirilmesi için Tapu kaydında aile konutu şerhi olması zorunlu değildir. Şerh taşınmazın aile konutu olarak nitelendirilmesini kuvvetlendirmektedir. “Tapu Kaydın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194 maddesi III. fıkrası hükmü ile rıza alınmadan yapılacak işlemleri önleyebilmek amacıyla tapu kütüğüne şerh verilmesi olanağı getirilmiştir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki anılan madde ile tapuya güven ilkesine bir istisna getirilmiş değildir. (KILIÇOĞLU, s. 20) Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan es tarafından tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesi istenilmemiş olsa bile işlem tarafı iyi niyetli üçüncü kişinin ayni hak kazanımı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi hükmü ile korunmuştur. Şerhin etkisi ise eşin rızası alınmadan gerçekleştirilen kazandırıcı işlemlerin üçüncü kişinin iyi niyetine rağmen geçersiz sayılacağına yöneliktir. 
2. Şerhin İşlenmesinde Harç Konusu: Aile konutu şerhinin tapu kütüğüne yazımı ve şerhin terkini için herhangi bir harç veya vergi alınmaz. Aile konutu şerhine yönelik 492 sayılı Harçlar Kanununda herhangi bir düzenleme bulunmadığından talebin harç, Ö.I.V., E.K.P. ve döner sermaye ücreti tahsil edilmeden karşılanacaktır. Ancak istemde bulunan eşe isterse ve harcını öderse, şerhin tapuya işlendiğine dair resmi bir yazı verilebilir.
3. Aile Konutunun Belirlenmesinde Yetkili Mahkeme: Taşınmazın aile konutu olarak belirleme yetkisi Aile Mahkemesine mülkiyet hakkının tanımasına ilişkin davanın ise kıymeti dikkate alındığında Asliye Hukuk Mahkemesine ait bulunmaktadır. 
4. Tapu İptali Tescil Davalarında Görevli Mahkeme: Aile konutu nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarına bakma görevi aile mahkemelerine aittir. 
5. Evliliğin Sona Ermesi Halinde Aile Konutu Niteliğinin Kaybedilmesi: Türk Medeni Kanunu’nun evliliğin genel hükümlerini düzenleyen 194. maddesi evlilik devam ettiği sürece uygulanabilir. Bu nedenle, evlilik sona erdikten sonra konut, aile konutu özelliğini kaybettiğinden bu hükmün uygulama imkanı bulunmamaktadır. 
6. Aile Konutunun Tapuda Arsa Olarak Görünmesi: aile konutu şerhi konulmasına engel değildir. İstek, Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesine dayalıdır. Tarafların bu konudaki delillerinin toplanması, arsa üzerinde bulunan evin yapılacak keşifle belirlenmesi, konutun aile konutu olup olmadığı ve aile konutu olduğu iddia edilen konutun arsa maliklerinden kime ait olduğunun belirlenmesi, konutun aile konutu ve davalı eşe ait olduğunun belirlenmesi durumunda tapuda arsa olarak gösterilmiş olmasının Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesi anlamında aile konutu şerhi verilmesine engel bulunmamasına göre bu yönlerden araştırma yapılmadan eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 
7. Şerh İçin Aranacak Belgeler: Tapu Sicil Tüzüğünün 57. Maddesi uyarınca temlik hakkını yasaklayan şerhlerden olarak tanımlanan aile konutu şerhi için; (i) konutun aile konutu olduğunu kanıtlayan muhtarlıktan ve varsa apartman yönetiminden alınmış belge ve (ii) vukuatlı nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanı aranmaktadır. Tapuda ayrıca Nüfus Cüzdanı aslı ve istemde bulunan eşin 1 adet vesikalık fotoğrafı da talep edilmektedir.
8. YHGK’nun 28.09.2011 tarihli, 2011/2-44 E. ve 2011/566 K. sayılı kararı, “TMK’nun 194. maddesine göre, “Aile konutu üzerinde hak sahibi olmayan esin talebi üzerine tapu kaydına aile konutu şerhinin verilmesi de TMK’nun 1009. maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. – Tapu kaydına aile konutu şerhinin verilmesi Tapu Sicil Müdürlüğü’nden istenir. Taşınmazın maliki olmayan eşin şerhin verilmesini talep edebilmesi için bir mahkeme kararına veya hak sahibi eşin söz konusu işleme izin vermesine gerek yoktur. Zira TMK’nun 194/3. maddesinin açık hükmü ile taşınmazın maliki olmayan eşe bu hak tanınmıştır.-” şeklindedir.
9. Şerhin İşlenmesi için Mahkeme Kararına Gerek Olmadığı hakkında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararına Konu Olay: Danıştay Onuncu Dairesi’nin 2010/11873 E. 13 Haziran 2011 tarihli ara kararıyla, TMK 194. maddesinin uygulanmasına dair Tapu Sicil Tüzüğü’nün 57. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile 2002/7 sayılı genelgenin “Aile Konutu Şerhi” başlıklı bölümünün 1. maddesinin yürütmesini durdurmuştur, böylece Danıştay, aile konut şerhinin tapu dairelerinden mahkeme kararı olmaksızın istenilmesinin önüne geçmiştir. Danıştay yürütmeyi durdurma kararının gerekçesinde 4721 sayılı yasanın 1008. maddesinde şerhlerin de tescil edilecek işlemler arasında olduğunu, tescil için mahkeme kararı gerektiğini o halde kanun hükmü uyarınca şerh düşülebilmesi için mahkeme kararının gerektiğini sebep göstermiştir. Danıştay, öncelikle maddeye bakarken açıkça maddi hata yapmıştır. Çünkü; maddesi kapsamında tescil edilecekler arasında şerhler yoktur. Maddi hatanın dışında esasa ilişkin en önemli hata ise yürütmenin durdurulması neticesinde tapulara gönderilen genelge ile TK madde 194. maddesinin yok sayılmış “açık rızanın aranması ilkesi” nin unutulmuş olmasıdırDanıştay yürütmeyi durdurma kararının gerekçesinde 4721 sayılı yasanın 1008. maddesinde şerhlerin de tescil edilecek işlemler arasında olduğunu, tescil için mahkeme kararı

gerektiğini o halde kanun hükmü uyarınca şerh düşülebilmesi için mahkeme kararının gerektiğini sebep göstermiştir. 10. Daire’nin bu kararı üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı, tapu müdürlüklerine yazı göndererek, malik olmayan eşin talebi üzerine aile konutu şerhi işlenmesi için mahkeme kararı aranması gerektiğini bildirmişti. Daire kararına itiraz edilmesi üzerine dosya, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na geldi. Kurul, oybirliğiyle itirazı kabul etti. Kurul, hakim kararına gerek kalmaksızın malik olmayan eşin isteği üzerine idarece aile konutu şerhi verilebileceği sonucuna vararak, şerh verilmesi isteminde, nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanının aranmasına ilişkin yapılan düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti.
1. Şerhin Terkini:
• Malik olmayan eşin talebi ile işlenmişse, malik olmayan eşin talebi ile
• İki eşin birlikte talebi ile işlenmiş ise, her ikisinin talebi ile,
• Eşlerin birlikte malik olduğu hisseli bir taşınmazda şerh eşlerden birinin talebiyle işlenmiş ise şerhi işletenin talebi ile,
• Malik olan eşin talebiyle şerh verilmiş ise, malik olmayan eşin de talep ve muvafakatiyle mümkündür.
1. Şerhin Mahkeme Kararı ile Kaldırılması; Taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılması konusunda eşler arasında ihtilaf var ise tapu memuru şerhi kendiliğinden kaldıramayacak olup bu halde şerhin kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararı gerekecektir. Nitekim konuya ilişkin Yargıtay kararına göre “Davacı taşınmaz üzerine konulan “aile konutu” şerhinin kaldırılmasını istemiştir. Hiç kimse kanundan almadığı bir kamu yetkisini kullanamaz. Söz konusu taşınmaz malın aile konutu olup olmadığı yönünde taraflar arasında ihtilaf bulunduğuna göre tapu sicil memuru idari işlemle mülkiyet hakkını sınırlayan şerhi kendiliğinden kaldıramaz.” 
Boşanma kararının kesinleşmesi sonrasında da eşlerden biri tarafından dava açılarak şerhin kaldırılması talep edilebilecektir. “Aile konutu hakkında verilecek şerhin boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar sonuç doğuracaktır.” [9] “Dava: davacıya ait ( 6 ) bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydına, davalının talebiyle Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince konulan aile konutu şerhinin kaldırılmasına ilişkin olup, şerhin devamını gerektiren evlilik birliğinin boşanma kararının kesinleşmesiyle sona ermiş bulunmasına, Türk Medeni Kanununun 254. maddesinde yer alan hükmün mal ayrılığı ve paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin varlığı halinde söz konusu olacağına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddi gerekir.” 
Aile konutu kavramı ile birlikte, malik olan eşin aile konutu üzerindeki tasarruf işlemleri diğer eşin rızasına tabi kılınarak, aile konutu koruma altına alınmıştır. TMK m. 194/I’de yer alan düzenlemede eşlerden birinin, diğer eşin açık rızası olmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyeceği, aile konutunu devredemeyeceği veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı ifade edilmiş; ayrıca aile konutu şerhi ile birlikte bu koruma daha da kuvvetlendirilmiştir.
Taşınmazın aile konutu olarak nitelendirilmesi için taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olması zorunlu olmayıp, söz konusu taşınmazın eslerin bütün yasam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği acı ve tatlı günleri içinde yasadığı, anılarla dolu bir alan tanımına dahil olması yeterlidir. İhtilaf halinde mahkeme tarafından bu niteliği haiz taşınmazlar aile konutu olarak nitelendirilmekte ve kanundaki korumadan faydalandırılmaktadır.

 

 

GÜRBÜZ HUKUK BÜROSU

2024 © Gürbüz Hukuk Bürosu | Pendik Kurtköy Avukat -Yenişehir Avukat -Uydukent Avukat 0216 504 11 50 Deport durdurma Avukatı-Tuzla Geri Gönderme Merkezi Avukat | İstanbul Pendik Avukatlar | Kurtköy Hukuk Bürosu I Pendik Miras Avukatı | Pendik Ceza Avukatı |Pendik Avukatları-Pendik Avukat numaraları | Tuzla

Yol Tarifi